4 Aralık 2007 Salı

1234-hashli

7110EDA4D09E062AA5E4A390B0A572AC0D2C0220


lazım oluyor arada

3 Aralık 2007 Pazartesi

js’de 2 tarih arasındaki gün farkını bulma

JavaScript'te 2 tarihin farkını bulmak için gayet sade bir kod parçacığı.

//

// Any source code blocks look like this

//

t1="10/10/2006" ;


t2="15/10/2006";

//Total time for one day

var one_day=1000*60*60*24;

//Here we need to split the inputed dates to convert them into standard format for furter execution

var x=t1.split("/");

var y=t2.split("/");

//date format(Fullyear,month,date)


var date1=new Date(x[2],(x[1]-1),x[0]);


var date2=new Date(y[2],(y[1]-1),y[0])

var month1=x[1]-1;

var month2=y[1]-1;


//Calculate difference between the two dates, and convert to days


var _Diff=Math.ceil((date2.getTime()-date1.getTime())/(one_day));

//_Diff gives the diffrence between the two dates.

1 Aralık 2007 Cumartesi

bilişen gençlik 006 kitle iletişim aracı olması bakımından ve kamusal alan kavramı bakımından internet


Toplumsal yaşama yeni giren bir olgu olarak internet aslında çok geniş bir kapsama sahiptir. Internet yalnizca bilgi paylaşımı demek değil, küresel dünyanin büyük oranda temsil edildiği öyle bir platformdur ki, artik kendine özgü terminolojisi, kurallari ve araçlarıyla insan zihnindeki sınırlara bile meydan okumaktadir. Gündelik yaşamımıza soktuğu pek çok yenilikle birlikte, genel olarak bir iletişim biçimi olan interneti anlamak için bir anlamda öncülleri olan KİA(Kitle İletişim Araçları)'yla ilgili degerlendirmeleri gözden geçirmek, aradaki benzerlik ve ayrımları kısaca bulgulamak gerekmektedir. Çünkü geleneksel KİA hakkindaki görüş ve düşüncelerden referans almak, sosyal bir olgu olarak interneti anlamamızı kolaylaştıracaktır.

Kitle iletişiminin diger iletişim biçimlerinden ayırıcı özellikleri genel olarak şu şekilde sıralandırılabilir: Öncelikle kamusaldır ve kurumsallığı gerektirir. Ancak burada kurumsallik, 'kamu yararina' oldugu varsayilan belli ilke ve politikalarin olusturulmasi ve uygulanmasi etkinliklerini de içermektedir. Ayrıca kamusallıktan kasıt alanın kamusal alan olmasıdır yani modern toplumlarda bağımsız sivil kuruluşlar tarafından oluşturulan, eleştirel ve özgürleştirici ifadenin hayat bulduğu metoforik platformlar olarak tanımlanan alan kamusal alandır ki internet de buna en güzel örneklerden biridir.(Forumlar,sanal gazetelerdeki yorumlar,chat gibi programlar)

Bundan baska KİA tarafindan yayılan kültürel ürünler halkın çogunlugu tarafından kolayca elde edilebilir. Bütün bu özellikleriyle birlikte kitle iletişimi, tek bir kaynaktan çok sayıda tüketiciye yönlendirilmiş sürekli bir bilgi akışını ifade etmektedir.

Internetin ne tür bir kitle iletişimi gerçeklestirdiği de önemli bir soru olarak karşımıza çıkmaktadir. KİA genel olarak görsel, işitsel ve görsel-işitsel olmak üzere üç ana grupta sınıflandırılmaktadır. Tüketiciler açısından baktığımızda KİA ve internet arasinda önemli bir farklılık mevcuttur. Her bir KİA'nin olanaklari çerçevesinde belli sınırlılıkları vardır ve tüketiciler de bu sınırları gözetmek zorundadir. Örnegin, işitsel bir aygıt olarak radyo, dinleyicisine yalnızca işitsel olanakların elverdiği ölçüde enformasyon akışıni gerçeklestirebilir. Ancak internet bütün bu kategorilerden daha fazlasını yapisinda barındırdığına göre, şu ana kadar geliştirilmis KİA tanimlarinin dışında bir yer almalidir. Internet her ne kadar kurumsal ve kamusal içerigiyle KİA'na benzer bir yapiya sahip olsa da, hem radyo, hem televizyon, hem film izleme aygiti, hem de yazili basin islevlerini bir arada barindirdigi gibi, bunlarin da ötesinde elektronik posta ve sohbet olanaklarina da sahiptir.!

Dolayisiyla internetten sözederken, onun bir KİA degil, daha çok bir kitle etkileşim aracı olduğunu düsünmek daha dogru olacaktir. Çünkü internetin en belirleyici özelliklerinden biri enformatik akışın kullanicilar tarafindan yönlendirilebilmesidir. Diger bir deyişle kullanıcılar, enformasyonla etkileşme olanağına sahiptir.

Aslinda bilgi paylasimi veya tüketiminin internet gibi bir ortam sayesinde kolayca gerçekleşebilmesi yeni bir siyasal ve sosyal ütopyanin da olusmasina olanak tanımıştır. Gerçekten de internet insanlik adina son derece heyecan verici bir olgu olarak karsimiza çikmaktadir.

Gerek KİA, gerekse internet hakkinda düsünürken zaman ve zamanin kullanim biçimleri önemli bir ölçüt olarak karsimiza çikmaktadir. Çünkü zaman, "toplumsal gelişmenin belli bir basamağından itibaren olayların akışı içindeki yerlerini tayin edebilmek için insanlarin öğrenmek zorunda olduklari bir araç" olarak önemli bir kültürel ve dogal koşullanmadir.

Internetin en belirleyici özelliği, modern insanin zaman kavrayışına belli noktalarda hitap etmemesidir. Bir internet kullanıcısı için bu anlamda bir doğal, 'ideal zaman'dan söz edilemez. Çünkü internetin önemli bir özelligi, her bir veriyi zamandan bagimsiz olarak kullanıcıya iletmesidir. Diğer bir deyişle internet kullanimi sirasinda kullanici bir anlamda tarihselliginden arinir. Kullanici gündelik yasamindaki zamana iliskin sınırlılıklarından bagimsizlasmistir. Artik geçmis ve gelecek kavramlari, internet kullanimi sirasinda pek anlam tasimaz. Bunun bir nedeni, internetin zaman ve mekan farklılıklarını önemsizleştiren bir elektronik bilgi ağı olarak, istenen her yerden ve her zaman erişime olanak tanımasıyken, diger bir nedeni de internetteki veri akışınin sürekliligi ve bu sürekliligin belli bir periyoda sahip olmamasıdır. Bu noktada internet ile kitle iletişim araçları arasindaki ayrım belirginleşmektedir: Kitle iletişim araçlarinin temel özelliklerinden biri zamana bagimli olmalaridir, yani belli periyotlarla enformatik akışı gerçeklestirirler. Gazeteler günlük veya haftaliktir, radyolar ve televizyonlar yayin akislari uyarinca belli formatli yapımlari belli gün ve saatte yayinlamak zorundadırlar. Bu durum ayni zamanda kitlesel iletişimin bir temel kosuludur. Her bir KİA, tüketici hedefine neyi nerede ve ne zaman bulabilecegini yapisi ve isleyisi gereği bildirmek zorundadır.

Kaynaklar: İNTERNET VE YABANCILAŞMA - Özer Eltugay (http://inet-tr.org.tr/inetconf6/tammetin/yabancilasma.html)
Polemik:"Kamusal alan mı mekan mı?" - Zeynep Güney (http://www.8sutun.com/node/43843)



Mustafa Erdem Tomuş
Marmara Bilişim '07

bilişen gençlik 005 bilgi toplumu


Bilgi sektörünün ürünü olan mallar arasında bilgisayarlar iletişim ve elektronik araçlar, elektronik haberleşme, reklam, eğitim, iletişimi geliştirme araştırmaları ve hizmetleri, sigortacılık, danışmanlık araştırma-geliştirme firmaları yer almaktaydı. ABD'nin 1977 yılındaki mali gelirinin yaklaşık yarısı bu sektörden elde ediliyordu. Bu nedenle yeni doğan bu toplumsal yapıya değişik adlar verilmiştir. Örneğin, Fritz Machlup "bilgi ekonomisi", Ralph

Dahrendorf "postkapitalizm", Amitai Etzioni, "Postmodern", Daniel Bell "Postindüstriyel,

Peter F. Drucker "Post Businesss Society, Masuda ve Porat "Information Society" (Bilgi Toplumu) diye adlandırmıştır (Erkan, 1998: 72).

Bilgi toplumu ile enformasyon toplumunun ne olduğu konusunda farklı yaklaşımlar vardır. Ilki, bilgi toplumunu maldan çok bilgi üreten bir toplum olarak görür. Ikincisi, bilgi toplumunu enformasyon patlaması olarak ele alır. Üçüncüsü, bilgi toplumunu iletişim ve enformasyon teknolojileriyle özdeşleştirmektedir. Aralarında fark olmamasına rağmen bu yaklaşımlar bilgi ile

enformasyon arasında net bir ayrım yapmamaktadırlar (Irzık, 2002:6).

Bilgi ya da enformasyon toplumu insanların yaşamlarını ilgilendiren çeşitli enformasyona kolayca erişebilmelerine, bu enformasyonu bilgiye dönüştürebilmelerine ve dolayısıyla da kendilerini geliştirebilmelerine olanak tanıyan bir toplum olarak tanımlanmaktadır (Irzık, 2002:6)

Iletişim ve Bilişim döneminde teknoloji sayesinde bilgi üretimi önem kazanmıştır. Sanayi toplumunun maddi ürünü yerini artık bilgi üretimine bırakmıştır.



Sanayi Toplumu

. Buhar Makinesi

. Maddi Üretim

.Fiziksel emek

.Fiziksel Sermaye

.Fabrikalarda üretim

.Yeni pazarlar için

Kolonilere yönelme

.Imalat Sanayinin Ön Planda

olduğu tarım, sanayi ve hizmetler

şeklinde üçlü endüstriyel yapı

.

Işbölümü üretim tüketimin ayrılması (meta

ekonomi)

.Arz ve talebe dayalı Fiyat Mekanizması

.

Işletmeler önemli

.Özel mülkiyet rekabet ve kar artışı

ön planda

.Merkeziyetçilik

.Sınıflı toplum

.Parlamenter demokrasi

.

Işçi Hareketleri

.Işsizlik, savaş, faşizm

.Kitlesel tüketim toplumu

.Maddi değerlerle psikolojik ihtiyaçların tatmini

.Bireysel özgürlük ve hümanizma düşüncesi

Bilgi Toplumu

.Bilgisayar

.Bilgi üretimi

.Zihinsel emek

.Beşeri Sermaye

.Veri bankaları ve bilgi ağlarına bağlı üretim

.Ulusal sınırları ortadan kaldıran

Küreselleşme

.Bilgi endüstrisi

.Müşterek üretim ve kullanımda paylaşım

(sinerjik ekonomi)

.Gelecekteki amaçların gerçekleşmesi için bilgi

kullanımı

.Gönüllü topluluklar önemli

.Müşterek katılım ve sosyal yarar ön plandadır.

(*)

.Çok merkezlilik

.Çok merkezli fonksiyonel toplum

.Katılımcı demokrasi

.Sivil hareketler

.Gelecek şokları, kişisel terör ve sorunları

.Kitlesel bilgi toplumu (Sınırsız üretilen ileri

düzeydeki bilgi)

.Amaca yönelik gelecekteki başarı ihtiyacının

tatmini (zaman değeri)

Toplumsal katılım ve küreselleşme



Bilgi toplumunda sanayi toplumunun meslek yapısından daha farklı bir meslek yapısı oluşması söz konusudur. Sanayi toplumunun mavi yakalı işgücü yerini beyaz yakalı işgücü alacaktır. Bilgi toplumunda, daha gelişmiş yüksek bir teknoloji kullanılacağından üretimde daha az sayıda işçi kullanılacaktır ve işgücü sanayiden çok hizmet kesiminde toplanacaktır (Kocacık, 2000: 106).

Bilgi toplumunun getireceği sorunlardan biri de psikoloji alanı ile ilgilidir. Bilgi toplumuna geçişle birlikte psikoloji araştırmalarında değişen kimlik, kendilik anlayışları, insanlar arası ilişkiler ve yeni davranışsal-duygusal bazı sorunların ön plana çıktığı ve incelenmeye başladığı görülmektedir.


Bilgi toplumunda önem kazanan bilgi üretimi ve kullanımı ile ilgili hukuksal sorunlar da gündeme gelmektedir. Bilgi mülkiyetine (fikir mülkiyeti) ilişkin mevcut hukuksal kurallar ile örf ve adetler üzerindeki baskı ve gerilim giderek artmaktadır. Mevcut fikirsel mülkiyet rejimi, değişen koşullar karşısında etkinliğini büyük ölçüde kaybetmekte, yetersiz kalmaktadır. Artan bilgi paralelinde, bilgi üzerindeki haklara da saldırılar artmaktadır. Korsanlık, sahtecilik, bilgi hırsızlığı, taklitçilik gibi durumlar sık sık ortaya çıkmaktadır.Telif haklarının, patentlerin, markaların ve ticari sırların ihlaline hayatın her alanında ve ülkeler arasında da rastlanabilmektedir. Mülkiyet hakkında tartışmalar sürüp gitmektedir

Bilgi toplumunda, bireyselliğe aşırı derecede yüklenilmesiyle insanlar topluma karşı yabancılaşmaktadırlar. Insanlar bilgisayarlar sayesinde kendi kendine yeterli bir varlık haline gelmektedirler. Insanların çalışma ve oyun arkadaşları artık bilgisayarlar olmuştur.


Bilgi Toplumu ve Türkiye

Türkiye'nin sanayileşme sürecine geç başlamış bir ülke olması, bilgi toplumunun alt yapısının temel koşullarını oluşturan gelişmelerden yeterince yararlanmasını da engellemiştir.

Türkiye'nin sanayileşme sürecine baktığımızda yarı sanayileşmiş bir toplum olduğu., sanayileşmeyi ithal teknoloji ile bugünkü aşamasına ulaştırdığı ve bilişim teknolojisini de ithal teknoloji olarak kullandığı görülmektedir.

Bugünkü sanayileşmiş ve bilgi toplumuna girmiş veya girmek üzere olan toplumlara bakıldığında, hepsinin teknoloji üretebilir bir konumda olduğu görülmektedir.

Batı toplumları, aklın ve bilimin önemini kavramışlardır Batı toplumları, olay ve olguları açıklarken, aklın ve bilimin ışığında neden-sonuç ilişkisine göre açıkladıklarından olayları ve olguları objektif olarak değerlendirirler. Ülkemizde genellikle olay ve olgular geleneksel kalıplar içinde ele alındığından yaratıcılık ortaya çıkamamaktadır. Bu durum bilgi toplumu olma yolunda önemli engeldir. Bu nedenle yenilikçi ve rekabetçi piyasa ekonomisini olgunlaştırma yönünde , uygun eğitim ve kültür politikaları yanında etkin bir rekabet politikasının hızla uygulanmaya aktarılması gereklidir.

Türkiye tarım toplumu görüntüsünden yeterince kurtulamamış, sanayi ve hizmetler sektörünü yeterince geliştirememiştir. Sanayi toplumunu atlayarak, bilgi toplumuna ulaşmak olanaksızdır. Çünkü, bilgi toplumu temelini sanayi toplumunun kendine özgü kurum ve kuralları ile geliştirdiği ekonomik-sosyalteknolojik görüntü üzerinde şeklini bulmaktadır. Tarım toplumundan, bilgi toplumuna geçmeyi düşlemek anlamsız bir tavırdır. Dolayısıyla, Türkiye'nin

sanayi toplumunun kurum ve kurallarına tam olarak ulaşması gerekmektedir. Bu süreci yaşamadan bilgi toplumu aşamasına ulaşmak olanaksızdır.

Bilgi toplumu, iletişim-bilişim devriminin en somut görüntüsüdür. Bilgi toplumunda teknoloji sayesinde bilgi üretimi önem kazanmıştır. Bilgi toplumunda bilgi teknolojileri ile sosyal değişme arasındaki ilişkiler ve ortaya çıkan değişmeler iki noktada özetlenebilir:

Ilki, bilişim teknolojilerindeki değişim ve hızın, sosyal yapıyı çok hızlı bir değişim sürecine sokmuş olmasıdır.Ikincisi sosyal değişimin çok hızlı olması, bireysel ve toplumsal hayatın parçalanmasını da hızlandırmaktadır. Bu parçalanmalar bireyde olduğu kadar onun aile hayatında, eğitim de, siyasal, hukuksal alanda da ortaya çıkabilmektedir.


C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2003 Cilt : 27 No:1 1-10 –Faruk Kocacık


Erdem Tomuş

Bilişim '07

26 Kasım 2007 Pazartesi

bilişen gençlik 004 gereksinim analizi / requirement analysis

Gereksinim Analizi-Gerekli olanın ortaya çıkarılması(ihtiyaçların belirlenmesi)

alt başlıklar

Gereksinim Analizinin Amacı

Sistem Araştırması

Gereksinimler Kataloğu

Fonksiyonel gereksinimler ve fonksiyonel olmayan gereksinimler

Gereksinim Kataloğuna girilen bir örnek

PG Topic:Bütünüyle gereksinim analizinin imkansızlığı

3.1 Gereksinim analizinin amacı

Daha önceki konularda bahsedildiği gibi bir sistem analistinin önemli görevlerinden biride yeni bir sistemde

nelerin gerekli olacağını belirlemesidir,bunları ortaya çıkarmasıdır
Requirement Analysis(gereksinim analizi)'ne bir çok isim verilmiştir,req.determination,req. acquisition gibi ancak

bizim için önemli olan 1998 de Donal Flynn'ın önerdiği 'requirement determination' dır.Bu da gereksinim

belirlenmesi diye türkçeye çevrilebilir.Donal Flynn'in tanımı şu şekilde:

Gereksinimlerin belirlenmesi fazı birçok bölümlerden oluşur.

bunlar problemin belirlenmesi,gereksinimlerin elde edilmesi ve son olarakta gereksinimlerin modellenmesi

bölümleridir.
Burda amaç kullanıcının içerik çerçevesinde açıkladığı,ihtiyaç duyabileceği şeyleri tanımlayabilmektir.

Biz yinede genel olarak requirement analysis i kullanacağız.Gereksinim Analizinin amacı; yeni sistemin

gereksinimlerini doğru anlayabilmek ve projenin kalan kısmını düzgün
yönlendirip,uygulayabilmektir.G.A(gereksinim analizi)'nde plan yaparak ve çalışmanın başlangıç

kapsamında anlaşarak projenin analiz fazı oluşturulur.

G.A'nin amacı:

yeni oluşturulacak sistemde ne tür data(veri) ve işlemler gerekeceğinin belirlenmesi

yeni oluşturulacak sistemde fonksiyonel olan ve olmayan gereksinimlerin belirlenmesi

menejerlerin anlayacağı dilde çeşitli işlem seçeneklerinin kurgulanması,kurulması

gereksinimlerin teknolojik detaylar(özellikle bilgisayar içerikli) olmadan belirlenmesi

3.2 Sistem araştırması

Mevcut çoğu bilgi sistemlerinde amaç kağıt işlerini bilgisayara aktarmaktır,yani paperwork denen kısmı mümkün

olduğunca azaltmaktır.G.A.nde en önemli aktivitelerden biride
şuanki mevcut sistemin nasıl işlediğini incelemektir.Neye ihtiyaç duyulacağının belirlenmesi için,mevcut sistemin

iyi anlaşılmış olması gerekmektedir. G.A kullanıcıların öncelikle neye ihtiyaç duyacağını belirtmeli,

ayrıca güvenlik,kontrol gibi konularıda dikkate almalıdır.
Yani yapılması gereken araştırmanın sonucunda mevcut sistem modellenebilmelidir(diagram ve kelimelerle)

Mevcut sistem fiziksel olarak var olduğu için buna Mevcut Fiziksel Sistem denir.

3.2.1 Röpotajlar (Görüşmeler)

Kullanıcıların yeni sistemde ne istediklerini öğrenmenin belki de en kolay yolu onlarla görüşmektir.

Mevcut sistemdeki problemleri öğrenip,yeni sistemdeki gereksinimler ortaya konur ki problemler tekrar etmesin.

Röportajların zorluğu,doğru çalışanı bulmaktadır.Bu yüzden işi temelde yapan,sistemin içinde direk çalışan kişiler

yöneticilere oranla daha çok tercih edilmelidir.Yöneticilerle konuşmanın zorluğu şudur,onlar sürekli mevcut

sistemin nasıl işlediğini iyi bildiklerini sanırlar halbuki bilmiyorlardır.

3.2.2 Röportaj Etiği (iyi bi röportaj nasıl yapılır?)

Tavsiyeler
Her zaman önce evödevinizi yapın,bu da konuşcağınız kişi ve departmanı hakkında bilgi edinmekle olur
Bildiklerinizi unutun,herhangi biri sizi yanlış bilgilendirmiş olabilir.
Röportaj yapacağınız kişi konuşsun,siz ona sölemesi gerekenleri söylemeyin,amacınız onun ne bildiğini

öğrenmek,onun ne bildiğini tahmin etmeniz ve bunu onlara söylemeniz
asıl mevzunun kaçmasına neden olur.
Departmanında neler döndüğünü sormaya çalışın ki bu çoğu zaman basit ama istediğinizi elde etmenize

yarayan bir 2lidir.
Röportajı yaptığınız kişi konuşurken,onu bölmeyin,eğer bölmek zorundaysanız da tekrar nereden başlanması

gerektiğini belirtmek sizin profesyonelliğinize bağlı

Yapmamanız Gerekenler
Üstün olmayın,kendinizi konuştuğunuz kişiden daha üst seviyede görmeyin,itici bir durum olur.
Beden dilinizi kullanmamaya çalışın,aynı şekilde argoyu da.
İşlerin nasıl yürüdüğünü bildiğinizi göstermeyin,biliyorsanız belli etmeyin,bilmiyorsanız susun.
Konuştuğunuz kişinin işinin aptalca,sıkıcı,gereksiz veya tam anlamıyla eksik bir iş olduğunu sakın belirtmeyin,

bunu göstermeyin.
Konuşmacı yalan söylüyor ise,bunu anlasanız da belli etmeyin,karşılıklı atışmaya girmeyin.

Yapmanız Gerekenler
Öncelikle Kendinizi tanıtın,direk içeri girip oturup soru sormaya başlamayın,kim olduğunuzu ve niye orada

bulunduğunuzu anlatın.
Not alıp alamayacağınızı sorun,kimse sizden konuşulacakları ezberlemenizi beklemiyor ama bu soru nezakaten

sorulmalıdır.
Kesinlikle izin almadan sesli kayıt yapmayın aksi takdirde bu durum açığa çıkarsa bir daha kimse sizinle

röportaj yapmaz.
Kibar olun,kaba analistler verimsizdirler ve çoğunlukla yanlış bilgilendirilirler.
Mütevazi olun,bildiklerini öğrenmek için ordasınız,uzmanlık taslamayın
Gerekirse konuya açıklık getirttirin,anlamadığınız yerlerde mutlaka sorun.
Sonunda kendi görüşünüzü belirtin,çıkardığınız sonuçları aktarın ki yanlış anlaşılan bir şey varsa ortaya çıkar

ve düzeltilir.Ayrıca bu atlanan konuları da hatırlamaya yardımcı olur.
Sonunda teşekkür etmeyi bilin,değerli zamanlarını size ayırdıkları için konuşmacılara teşekkür ediniz.

bilgi edinmenin farklı yolları da vardır,röportaj dışında...döküman toplama ve gözlem mesela

3.2.3 Döküman toplama
çok önemlidir.Analist mevcut sistemin çalışmasını sağlayan birçok farklı döküman tiplerini toplamalıdır

ve incelemelidir.Form,not,rapor gibi şeyleri.Bu arada
analist bütün bu kağıt üstündeki dataların nereden gelip nereye gittiğini incelemelidir.

3.2.4 Gözlem
Analist nelerin olup bittiğini aktüel bir şekilde,görmelidir,gözlemlemelidir.Bazen birkaç çalışanla oturup

olanların detayını gözlemleyecek durumlar olabilir,hatta işakışında insanları takip etmek bile gerekebilir.
Bazı durumlarda analist çalışanları çeşitli görevleri yerine getirirken dikkatlice izlemek için sistemin küçük,

geçici bir versiyonunu kendi kurmak durumunda kalabilir.

3.2.5 Problemler ve gereksinimler

Mevcut fiziksel sistemin araştırılması sırasında birçok problem su yüzüne çıkarılacaktır ve de kullanıcıların

istedikleri ancak olmayan bazı fonksiyonlarda sözkonusu olacaktır.
Problemler ve gereksinimler PRL olarak adlandırılan bir listede tutulmalıdır.Bu problemin veya problemle

birlikte gereksinimin yer aldığı,ayrıca muhtemel çözüm önerilerini de içeren bir formdur.Ayrıca PRL'deki

içerikler daha sonra resmi bir döküman olan,Gereksinimler Kataloğu(req.catalogue) adı verilen belgeye

de işlenmelidir. 3.5'te kitapta örnek şekil var.sayfa 33

3.3 Req.Catalogue (RC-roberto carlos:P,gereksinimler kataloğu)

Herbir problem ve gereksinim düzenlenir ve önceliklerine göre sıralanır ve bu şekilde RC'de kendine yer bulur.

Bu döküman sistem geliştirme yaşam döngüsünün analiz safhasında hazırlanır.Bu dökümanın içeriği için

sistem gereksinimlerin açıklamaları denilebilir.

Gereksinimler mümkün olduğu kadar sayılabilir olmalı,tekrarlanmayan şekilde olmalı ve de kararlara

temel olabilecek şekilde yeterince detaylandırılmalıdırlar.

Gereksinimler kataloğu şu detayları içerir:

mevcut sistemdeki yanlışlar ne?
Öngörülen sistem için arzu edilenler neler?
Sistemin fonksiyonel gereksinimleri(sistem ne yapmak zorunda)
sistemin fonksiyonel olmayan gereksinimleri (mesela performans seviyeleri ve kaynak kullanımı gibi)

unutulmamalı ki rc'de yazan her detay uygulanmayabilir gerçekte.İyi bir analiz ve gerçekten ihtiyaç var mı

yok mu belirlendikten sonra bu karar alınır..

the mean time to failure of a system :sistem hata öncesi ortalama ömrü : sistemin çökmeden önceki tahmini

ortalama ömrü

response time : tepkime süresi : kullanıcının bir butona veya klavyede tuşa basmasına verilen tepkimenin

süresi,bildiğiniz açma kapama tuşları sonucu oluşan etkide geçen süre

3.4 Fonksiyonel Olan ve Olmayan Gereksinimler


Gereksinim iki tiptir... fonksiyonel olan ve olmayan.

Fonksiyonel olan : sistemin yapması gerekeni belirtir.sistemin ne tür hizmetleri olmalı ve ne aktivitiler taşımalı bu belirtilir.

Fonksiyonel gereksinimler açıklamalarla ilgilenir.Raporları şekillendirir,sorgu ve güncellemeleri içerir,veri kaydını erişimini ve aktarımını ilgilendirir.

Fonksiyonel olmayanlar ise tepkime süreleri(response time),çöküş süresi(mean time failure),güvenlik ihtiyaçları,engelliler için erişim gibi konuları ilgilendirir.

3.4.1 Gereksinimlerin Dökümantasyonu (req.spesification)

Bu analistin sorunların giderilmesi için ne anladığının kağıda dökülmesidir.Kesin durumlar içerir,yeni sistemle ilgili.Mümkün oldğu kadar detaylı bir şekilde maddeler halinde sistemin ne yapması gerektiği anlatılır.Eski sistemin ne yaptığından çok yeni sistemin nasıl olması gerektiği kesin bir şekilde işlenir.Bu döküman genelde müşteri ve iş odaklı hazırlanır.

19 Kasım 2007 Pazartesi

1996 - to the faithful departed

1-Hollywood 2- Salvation 3- When you're gone 4- Free to decide 5- War child 6- Forever yellow skies 7- The rebels 8- Intermission (ınstrumental) 9- I just shot John Lennon 10- Electric blue 11- I'm still remembering 12- Will you remember 13- Joe 14- Cordell 15- Bosnia

Efendim albüm çıkalı olmuş bi 11 sene.Bu kadar sene sonra yorum mu yapılır bu albüme diyebilirsiniz..napalım insan yaklaşık bi 8 senedir dinliyorsa albümü ve bi seksen sene daha bıkmadan dinleyeceğine eminse ne zaman yorum yaptığı ne fark eder değil mi..

Crancıklar piyasa kariyeri açısından çokda başarılı bulunmayan e.e.i.d.i (Everbody Else Is Doing It, So Why Can't We ?) ardından n.n.t.a (No Need To Argue) gibi o günden bugüne efsane olan bir albüm patlatmışlardı. Dolores'in 07 mayıs çıkışlı en taze albümü Are you listening'in yorumunda da belirtmiştim,benim için cranberries'i tapılır kılan şey yaptıkları slow parçalardır. Bu albümde Zombie herkesin diline dolansa da,slowlar biz esas hayranlar için zombie'yi gölgede bırakacak nitelikteydi.Bir dreaming my dreams ve yeat's grave olsun,hele ki daffodil lament gibi,no need to argue gibi parçalar,hafızalarımıza kazındı kısaca.

Hal böyle olunca n.n.t.a'dan yaklaşık 2,5 sene sonra çıkan t.t.f.d'da biz hayranların beklentileri iyice arttı. Bu albüm grubun üretkenliğinin ne seviyede olduğunu gösterecekti belki de ve öyle de oldu. N.n.t.a'ya tapanlar olarak t.t.f.d yeterince tatmin ediciydi. Yine bizim için efsaneleşen the rebels,i'm still remembering,bosnia gibi slowlar cranı beynimize işliyor,piyasa için tatmin edici olan salvation ve free to decide gibi parçalarda cran'ın hayran sayısını günden güne katlıyordu. Albümdeki parçalar gençlik aşklarından bahsettiği kadar,Sırbistandaki savaştan,John lennon'ın öldürülmesine kadar bir çok konuya temas ediyor.Zaten cranberries'i sevmemizin nedenlerinden biri de bu olsa gerek,salt aşk parçaları yok hiçbir zaman..

Parçaları tek tek ele alıcak olursak;işte asıl uzun kısım şimdi başlıyor :)

Hollywood'la albüme hızlı bir giriş yapıyoruz ki sert melodisiyle beni slowlar kadar heyecanlandırmasa da,sözleriyle etkilemeyi biliyor. Hollywood'a farklı hayallerle gelen gençliğin evine dönme özleminden bahsederken, bizdeki unkapanına yada yeşilçama gidip şöhret olma hayaliyle yanan gençlerinin durumunun bundan farklı olmadığı aklımıza geliyor..

This is not hollywood
Like I understood
Is not hollywood
Like, like, like
Run away,run away
Is there anybody there?

Salvation'la daha da hareketleniyor albüm ki ben bile coşuyorum.Hepinizin malumu bu parça,cran'ı az çok duyan herkes biliyor.Yine gençliğimize öğüt sözkonusu,hemde bu sefer en klasiğinden. Uyuşturucu kullanmayın,asla göründüğü gibi değil. Dolores aileleri de es geçmiyor,onlara da çocuklarının kafalarını pisliklerden arındırmalarını söylüyor. Sonuç mu,tabiki kurtulmak mümkün, özgürlük gerçek...

Salvation, salvation, salvation is free
To all those parents with sleepless nights (sleepless nights)
Tie your kids on to their beds, clear their heads

To all the kids with heroin eyes, don't do it, don't do it
Because it's not, not what it seems

When You're Gone'la biraz duruluyoruz.Çok ağlayan vardır bu şarkıda tahminimce..Sarı odalı yanan klibiyle yer etmiş bir parça kafamda benim. Sen yokken yalnızım,özlüyorum seni,yanımda değilsen herşey karmakarışık oluyor diyor dolores...Evet belki klasik aşk sözleri gibi ama melodisi ve güzel ingilizce akışıyla her dinleyişimde kalbim bir parça eriyor bu şarkıyla.

And in the day, everything's complex
There's nothing simple, when I'm not around you

But, I miss you when you're gone
That is what I do....Babe, Babe, Babe

Free To Decide da gençliğimize öğüt veren parçalardan..Dedik ya cranı bu yüzden seviyoruz diye..Asi kişiliğini yavaştan yansıtmaya başlıyor Dolores'imiz ki bu the rebels'la tavan yapacak birazdan haberiniz olsun :) Özgürüm karar almakta,kimse bana karışamaz diyor,var mı ötesi?

I'll live as I choose,
Or I will not live at all.

...

I'm free to decide, I'm free to decide,
And I'm not so suicidal after all,

War Child..Savaşlar anlaşılan Dolores'i çok etkilemiş bu dönemde.Vietnam gazisini sokakta yatıp kalkan biri olarak görüyor new-yorkta.Ortada bir savaş varsa hepimiz kaybedenizdir diyerek kısaca özetliyor aslında herşeyi..Bosna'da otelde kalırken 10 dakkada yazmış bu parçayı dolores,ne diyelim yine harika bir slow..

Who will save the war child baby? Who controls the key?
The web we weave is thick and sordid, fine by me
At times of war, we're all the losers, there's no victory
We'll shoot to kill and kill your lover, fine by me

Forever Yellow Skies,sanırım en sevdiğim hareketli cran parçası,nedense bana çok eğlenceli geliyor. Hem sevdiğinden şikayetçi hemde ona bağlı bir kişilik.Aynı zamanda da gururlu. Çoğunluğu yansıtıyor olsa gerek.

Yellow skies, I can see with yellow skies.
See you again,
I see you again.
In my dreams.

Morning light (ah), I remember morning light (ah).
Outside my door (outside my door)
I see you no more (see you no more.)
In my dreams.

The Rebels tekrar tekrar dinlemekten sıkılmayacağım cran parçalarından..Aynı sözleri gibi isyankar melodisi,dolores'in It wasn't often... çıkışı,sözlerinde ki güzellik..Gerçekten cran yapıtlarından biri.. Unutmadan buda gençliğe bir atıf..

Seems like yesterday, we were sixteen
We were the rebels of the rebel scene
We wore Doc Martens in the sun
Drinking vintage cider, having fun
We were drinking vintage cider, having fun

Intermission en güzel enstrümental melodi bu olsa gerek bugüne kadar duyduğum :) Fonda sonsuz döngü şeklinde çalsa olur bütün gün..

John Lennon'ın öldürülmesi üzerine dolores'in yazdığı,seslendirdiği parça..Hayatını okuduğu bir kitaptan etkilenerek yazmış ki tek cümle yeterli bu asi parça içinde...Ne üzücü,vahim ve de tiksinç bir bakış açısı..

He said I just shot John Lennon.
What a sad and sorry and sickening sight.

Beni benden alan bir başka parça daha,electric blue.Dolores kocası için yazmış ama acaba beni görse electric brown yazar mıydı? Tabiki yazardı...Neyse önemli nokta şu,şarkıda tanrıya yakardığı bir kısım varki gerçekten dinleyeni etkilememesi mümkün değil..Artık kocası nasıl davranıyosa dolly'e...

Domine, Domine Deus,
Domine, Adiuva Me.
Domine, Domine Deus,
Domine, Adiu, Adiuma Me.

Veeee albümün bir numaralı parçası..I'm still remembering...Terkedilmiş bir insanın ağzından çıkabilecek en masum ve belkide en acı sözler bunlar olsa gerek.. Dün soğuk ve ıssızdı,çünkü sen yoktun,söyle şimdi nerdesin gibi acıtıcı sözlerin yanında iyilerin önce gittiği söylenir,mesela kurt cobainde bunlardan biri mi gibi anlamlı övgüler barındıran bir parça,melodisi de mükemmel. Dinlemeyen varsa dövecem yani o derece :) Mtv Unplugged versiyonu da bi başka güzel böyle akustik akustik,oooof oOooOooOoooof..

I'm still remembering the day I gave my life away
I'm still remembering the time you said you'd be mine


Daha fazla baymamak için kısa tutucam..Sırada yine bir slow Will You Remember var. Bu da sahte yaz aşklarını andırıyor aslında.Beraber yaptıklarımızı hatırlayacak mısın acaba diye bir endişe sözkonusu. Hoş bi slow.

I won't remember the dress I wore
I won't remember champagne.
I won't remember the things that we swore.

Joe.Dolores'in dedesine yazdığı slow bir parça.Onunla olan hatıralarını dinledikçe insanların çokda farklı olmadığını düşünmemek elde değil. Çok sevimli bir şarkı,gerçekten.

I sat on your chair, by the fire, oh hey yeah...
Transfixed in a stare, taking me higher, oh hey yeah...
Precious years to remember, oh hey yeah...
Childhood fears, I surrender, oh hey yeah...

Denny Cordell,o da grubun kaderini belirleyen bir isim.O olmasa cranberries olmayacaktı belki demiştim daha önce bir yazımda.İlk sözleşmelerindeki imza ona ait.Eee dolores'te onun için şarkı yapmasa olur mu?Hele birde slow olunca ve denny'nin ölümü üzerine olunca bu şarkı da insanı etkilemeyi başarıyor. Dolores'in de dediği gibi herşeyi zaman gösterecek,söyleyecek..

Cordell, time will tell
They say that you've passed away
And I hope that you've gone to a better place
Time will tell, time will tell

Evet,bayıldınız farkındayım ama sonnn vede en güzel 2.parça albümdeki,hatta bazen 1.liğe yükseliyor gönlümde :) BOSNIA...Eeee elin irlandalısı diyip geçmeyin,kendileri bizim bosnadaki kardeşlerimiz için şarkı bile yazmışlar gördüğünüz gibi.Hemde ağıt tadında,marşları andırır bi melodiyle.Etkilenmemek mümkün mü?Bizde sözlerimizi tıpkı dolores gibi şu şekilde bitirelim o zaman....

LOVE FOR THE LOVE OF LIFE... (Yaşama Aşkı için sevin.)

There are babies in their beds, terror in their heads
Love for the love of life!

Bu arada bunca şeyi okuyabildiyseniz,eminim albümü çok daha rahat dinlersiniz :)

17 Kasım 2007 Cumartesi

cem adrian / yağmur



Korkmuyorum artık senden gece.
Korkmuyorum hiç karanlık
Üzerime gel istersen
Sar beni ben kaçıp gitmem.
Korkmuyorum artık senden yalnızlık
Korkmuyorum hiç korkmuyorum.
Yüreğime vur istersen
Kalmadı hiç kaçıp gitmem.

Sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
Geceleri başucumda duran yağmur
Avucumda ellerin yerine yağmur
Vur yüzüme vur yüzüme.
Saçlarımda nefesin yerine yağmur
Dudağımda dudağın yerine yağmur
Gökyüzünden çaresizliğimi yağmur
Vur yüzüme vur yüzüme

Korkmuyorum artık senden gece.
Korkmuyorum hiç karanlık
Üzerime gel istersen
Sar beni ben kaçıp gitmem.
Korkmuyorum artık senden yalnızlık
Korkmuyorum hiç korkmuyorum.
Yüreğime vur vur istersen
Kalmadı hiç kaçıp gitmem.

Sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
Geceleri başucumda duran yağmur
Avucumda ellerin yerine yağmur
Vur yüzüme vur yüzüme.
Saçlarımda nefesin yerine yağmur
Dudağımda dudağın yerine yağmur
Gökyüzünden çaresizliğimi yağmur
Vur yüzüme vur yüzüme

Vur yüzüme hadi vur yüzüme
Daha hızlı yağmur
Yağ hadi yağmur
Ağlar gibi yağmur
Vur yüzüme yağmur
Yağ hadi yağmur
Çok üzdün çok üzgün çok üzgün yağmur
Kaybedecek neyim kaldı ne kaldı yağmur
Vur yüzüme vur yüzüme
Yağmur... yağmur... yağmur..

10 Kasım 2007 Cumartesi

ordinary day / dolores o'riordan



ooooOoOooOoooof ooofffff...

9 Kasım 2007 Cuma

willow pattern / dolores o’riordan

Dreaming of the willow pattern
A phase I'm going through
Dreaming of the willow pattern
There is something I should do

I'd never see the world without you
You opened up my eyes
I'd never see the world without you
And now I realise:

Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards
Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards

You should never take a thing for granted
You only miss it, when it's gone
And it's stupid to be holding grudges
Because we only got so alone

So alone (x7)

I'm dreaming of the willow pattern
She kept it in her room
An oriental china set
A gift I would assume
She told me how you loved her so much
That everybody died
Another universal team
Don't hold it all inside

Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards
Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards

You should never take a thing for granted
You only miss it, when it's gone
And it's stupid to be holding grudges
Because we only got so alone
So alone (x7)

I affiliate with you (x6)

Don't hold it all inside

Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards
Never turn around
Never chance it
Never play dead
Don't ever walk backwards

You should never take a thing for granted
You only miss it, when it's gone
And it's stupid to be holding grudges
Because we only got so alone

7 Kasım 2007 Çarşamba

cranberriesclub party III sonrası








gelebilen herkesin eline sağlık..

ümit abi süper,yönetmen
şenol her zamanki gibi kopardı
cemile doloresi aratmadı
ali herzamanki fedakar
willenium partici
yasin gıcır takımıyla
özlem sevecen
selinim bitanecik mariam aveam : )








fenerli selin,o da bitane forma süperdi 8 )
lahoya her partiye sadık
renkly yine sessiz
erman aynı erman fatihle ilişkisine girmiyorum
pelin hanım iddaasıyla
yeni gelen arkadaşlar da çok enerjikti...İyi bir katılım gerçekleştirdiler.

Unuttuğum vardır kesin,affolaaaaaa

posterler süper,hepinizi seviyorum,cranı seveni seviyorum,crandan ötürü






1 Kasım 2007 Perşembe

bilişen gençlik 003 analog dijital farkı

Analog telefon hatları. Analog sinyaller. Dijital güvenlik. Digital PBX. Analogdan dijitale çevirici adaptör. Bütün bunlar zaman zaman duyduğumuz kavramlar ancak çoğu zaman aralarındaki farklar neler bilmiyoruz.Teknoloji olarak bakarsak analog demek bir sesin ya da görüntü sinyalinin(çoğu zaman insan sesi) işlenmesi ve elektronik sinyallere dönüştürülmesidir.Dijital ise ses ya da videonun 1ler ve 0larla temsil edildiği sinyallerinin 2li sisteme dönüştürülerme işlemidir.

Analogla dijitalin birbirinden daha iyi olduğunu söyleyebilir miyiz?Analog teknoloji uzun zamandır mevcut.Çok karışık bir teknoloji değil ve kullanımı çokda pahalı bir teknoloji değil.Örnek vermek gerekirse 10 liralık bir antenle tv kanalları izleyebiliriz ya da telefon satın alabiliriz.Sorun analog sinyallerin taşıyabildiği verinin limitinin sınırlı olmasındadır.

Dijitalde ise sinyal biryerden bir yere transfer edilir 1ler ve 0lar şeklinde.Sinyal son transfer edilen yerde tekrar birleştirilir.Dijitalin iyi yönü sinyalin vardığında gönderilirkenki gibi olması gerektiğini bilmesidir.Bu şekilde data transferinde herhangi bir hata olduğunda düzeltebilir.Bu netlik demektir.Ayrıca dijitalde veriler 1ler ve 0lar olarak yollandığı için analogun kullandığı aynı alanda daha fazla veri taşımaya imkan verir.


Analog Sistemler

  • Gürültüye toleranslı
  • Bant aralığını verimli kullanan
  • Matematiksel olarak kolay manipule edilebilen
  • Parçalı transferde mükemmel çalışacak alıcı ve verici donanımlara ihtiyaç duyan

Dijital Sistemler

  • Gürültüye toleransı olmayan
  • Gürültülü ortamda tamamen bozulabilen yapıya sahip
  • Basit,standard alıcı ve vericilerle iletilebilir
  • Sinyal bir yazılımla bile dağıtılabilir.

bilişen gençlik 002 bilgi kavramı

Bilgi Kavramı

Bilgi en basite indirgenmiş ifadeyle verinin işlenmiş,yorumlanmış,günlük hayatta kullanılabilir halidir.O zaman aklımıza veri nedir sorusu gelebilir.Bunun cevabını da şu şekilde verebiliriz; veri sistemlerin kendi dışından elde ettikleri, gerçek olaylar ve durumlar ile ortaya çıkan değerler olarak düşünülebilir.

Bilgi Hiyerarşisi

Bilgi hiyerarşisi bilginin aşamalarını yansıtır. Bilgi hiyerarşisinde aşağıdaki süreçler yaşanmaktadır.

  • Fiziki Süreç
  • Ölçüm ve Gözlem
  • Verinin İçeriğe Yerleşmesi
  • Enformasyonun Anlaşılması ve Açıklanması
  • Bilginin Uygulanması

Bilginin hiyerarşisini bu süreçler altında daha detaylı inceleyecek olursak;fiziki süreçten kasıt gözlem yoluyla elde edilebilen nicel ölçüler ve bunların derlenmesi denebilir.Daha sonraki aşamada ölçüm ve gözlemde buna veri denir,veriler bu aşamada sınıflandırılır indekslenir, boyutu belirlenir.Sonra bu veri içeriğe yerleştirilince enformasyon şeklini alır.Yani sıraya konan ve korelasyon ve ilişki içindeki veri enformasyona dönüşmüş demektir.Sonrasında bu enformasyon analiz edilir ve bir anlam çıkarılır ki sonucunda açıklama da yapılabilir.İşte buna bilgi denir.Bilgi tümevarımla,tümdengelimle,muhakeme etmeyle,kuşkucu yaklaşımla elde edilir.
Bir sonraki adımda bilgi uygulanır ki buna fikir oluşturma denir.Burdaki süreçler liderlik,karar alma,karara yardımcı olma süreçleridir.

Kısaca Gözlemle başlayıp,organize edilen(düzenlenen),organize edildikten sonra anlamaya çalışılan,anladıktan sonra uygulanan bilginin bu süreçleri bilgi hiyerarşisini oluşturur.
Bir örnek vermek gerekirse,yağmurun yağması fiziki bir süreçtir ve gözlemlenir.Eğer biz hava sıcaklığının yaklaşık 10 derece düştüğünü ve yağmurun öyle yağdığını ölçmüşsek de,ya da bunu biliyorsak diyelim o zaman bu bize bilgiyi verir.Eğer biz nemin çok yüksek olduğu ve sıcaklığın aniden düştüğünde atmosferin nemi taşıyamadığını ve bu yüzden bu tür durumlarda yağmur yağdığını biliyorsak bu bizim öngörüye sahip olduğumuzu ve tümevarım,tümdengelim gibi yöntemlerle çıkarım yapabileceğimizi gösterir.Bizim yağmurun yağdığını bilmemiz de yani bunu ilk defa görmüyor olmamız,havadan gelen su damlacıklarının bizi şaşırtmaması,bunun yağmur yağıyor diyerek adlandırılabilmesi bizim için bilginin uygulanmış hali oluyor,yani bizim bilgelik halimiz oluyor diyebiliriz çünkü biz biliyoruz ki bu yağan şey yağmur.


Bilgi Çeşitleri

Gündelik Bilgi : İnsanın günlük yaşamında bir-iki tecrübeden genellemelere ulaşması şeklinde ortaya çıkan bilgidir. Örneğin, sokakta top oynayan birinin terleyip su içmesi sonucu hasta olunca; "Terli terli su içtim,hasta oldum" demesi gibi.Gündelik bilgi düzensizdir,özeldir.Genel geçerliliği sözkonusu değildir.Doğruluğu da görecelidir,kesin değildir.

Teknik Bilgi : İnsanın günlük yaşamını kolaylaştırmak amacıyla araç gereç yapımı ile ilgili bilgidir. İki türlü teknik bilgi vardır.
Gündelik bilgiye dayalı teknik bilgi : İnsanın gündelik yaşantısındaki tecrübelere dayanarak araç gereç yapmasıdır.
Bilimsel bilgiye dayalı teknik bilgi : Bilimsel verilerden yararlanarak araç gereç yapılaması ile ilgili bilgidir.

Dini Bilgi : Tanrının insanlara peygamberler aracılığıyla, vahiy yoluyla bazı emir ve yasaklar bildirmesi şeklindeki bilgidir. Kutsal olanla bunun karşısındaki insanın konumunu ifade eder. Dinsel bilgiye kesin iman ile inanılır, eleştirisi yapılamaz.Mutlak gerçekliği inceler.

Sanat Bilgisi : İnsanın çevresindeki olaylar ya da nesneler karşısındaki duygulanımlarını, heyecanlarını değişik biçimlerde ifade etmesiyle ortaya çıkan bilgidir. Örneğin edebiyat, resim müzik alanlarındaki eserler gibi.

Bilimsel Bilgi : Bilimsel yöntem ve akıl yürütme yoluyla varlıklar hakkında elde edilen bilgidir.

Bilimler üç gruba ayrılır:
Formel bilimler, mantık, matematik gibi.
Doğa bilimleri,fizik, kimya astronomi gibi.
İnsan bilimleri, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi.

  • Merak ve hayret sonucu ortaya çıkar.
  • Bilimsel bilgi nesneldir. Bireyden bireye değişmeyip herkes için aynıdır.
  • Evrenseldir. Bilim herhangi bir milletin, ırkın malı değil bütün bir insanlığın malıdır.
  • Akla ve mantığa dayalıdır. Bilimsel olan akılsaldır. Akılsal olan bilimseldir.
  • Yığılan ve ilerleyen bir bilgidir. Sürekli gelişir de denebilir.

Felsefi Bilgi : Felsefi düşünce ile genel geçer ve kesinlikten uzak ama önyargısız, iyi temellendirilmiş, güvenli ve tutarlı olarak ortaya konan bilgidir.

  • Her sorunu aklın süzgecinden geçirir.
  • Açıklamalarında bitmişlik ya da kesinlik yoktur.
  • Filozofun kişiliği önemli rol oynar.
  • Sistemli, düzenli ve birleştirilmiş bir bilgidir.

Bilgi statik olmaktan uzaktır ve değeri kimin sahip olduğuna,diğer bilinenlere ve geçerlilik süresine göre değişebilir.Alıcıyla verici için bilginin değeri aynı değildir.Eğer bir firma o bilgiden kar elde edemeyecekse yatırım yapmaz.Alıcı için bilgi satıcıya göre daha değerli olmalıdır.Bu yüzden bilginin değeri içeriğiyle orantılı olarak değişir.Farklı kurumlar aynı bilgiye farklı değer biçebilir.
Bunun dışında farklı bilgi parçaları da biraraya gelerek bir sinerji oluşturulup,daha değerli bir bilgi üretilebilir.Bilimde özellikle işler bu şekilde yürümektedir.
Datanın fiyatı bellidir,ancak bilgi içeriği ve anlamıyla aktarılır bu yüzden faydası fazladır ve değeri zor belirlenir.Bilginin faydaları,değeri somut ve soyut olarak ikiye ayrılabilir.Somut faydalar finansal terimlerle ölçülebilir olan bilgilerdir,soyut olanlarda,doğası gereği sınıflaması,sayması zor olandır. Ölçülebilir verilerde en bariz örnek bilginin direk satılmasıdır.Satılabilen bilginin değeri bellidir.Örnek olarak vermek gerekirse spam listeleri birçok kişinin bilgisini barındırması nedeniyle para karşılığı satılmaktadır.
Bilginin
temel kullanım amacı karar vermede destek olduğuna göre alınacak kararın değerine bağlı olarak bilginin değeri de belli olur. Bilginin değerini, bilgiden beklenen sonuçlara göre belirlemek gayet normal olandır ve gerçekçidir. Bilginin değerini belirleyen nitelikleri sayacak olursak zamanlılık, yerindelik, eksiksizlik, ekonomiklik, uygunluk gibi kavramları sayılabiliriz.
Kısaca bilginin değerini ölçmeye gidersek,önce bilgi güvenilir mi buna bakarız.Güvenilir değilse bu bilgi değersizdir.Güvenilirse,güncelmi buna bakılır.Güncel,zamanlı değilse değersizdir. Sonra bilgi tam mı buna bakarız.Eğer tam değil ama ihtiyaca uygunsa bizim için değerli sınırlı bilgi,ihtiyaca uygun değilse değersiz bilgidir.Eğer ihtiyaca uygun ve tam bilgiyse değerli bilgidir.

bilişen gençlik 001 etik,ahlak,suç kavramları

Suç kavramı toplumlarda yerleşmiş,düzeni korumaya yönelik ortaya çıkan kuralların ihlaline denir.Bu ihlal kişinin amacına göre suç oluşturur.Yapılan hareket iyi bir amaca yönelik değilse bu suçu temsil eder.Hareketin sebebi ve sonucu üzerinde yorum yapılıp suç olup olmadığı da netleştirilebilir.

Kabahat ise suçun hafifine verilen addır,toplumda yapılan,öngörülen yanlış hareket veya eylemler kabahati temsil eder.Zaten yasamızda da,tck’da ceza kanununda kabahat yer almaz.

Etik
ahlaka oranla yazılı olan kurallar bütünüdür.Yine ahlak gibi toplum düzenine hizmet eder ancak genelde yazılıdır.Örneğin meslek etikleri,berberler odasının yayınladığı bir etik listesi vardır.Ayrıca kişinin özdenetimini anlatan kavramdır,bireyin suç veya kabahat işlememesindeki temel nedenlerden biridir. İçinde bulunduğumuz toplumda kişi kendi kimliğini gözönünde bulundurarak belirli kurallara uyar ve genelin yapmadığı şeyleri yapmaz,özdenetimini gerçekleştirir.Örneğin birey dışkısını sokak ortasında yapmaz,bunun için tuvaleti kullanır.Kısacası kanunların bittiği yerde etik başlar.
Bireyler olarak yaptığımız her işte kendimizi sorumluluk sahibi hissetmeli ve empati kurup kendi vicdanımızın sesiyle bir harekette bulunmalıyız,bu bizim etik olarak düzgün kişiliğe sahip olduğumuzu gösterir.

Ahlak
bilinçli bir bireyin doğru ile yanlışı ayırmasıdır.Bilinci gelişmemiş bir bireyin ahlakının gelişmiş olması beklenemez.Ahlak gelişimi genelde karmaşalık içerebilir.Örneğin parası olmadığı için ekmek çalan bir çocuğun yaptığı doğru mudur diye sorulduğunda cevaptan çok neden önemlidir.İşte bu neden ahlak gelişimindeki aşamamızı gösterir.
Ahlak anlayışı toplumumuzun yazılmamış kurallar bütününün en önemli halkasıdır.Toplumda bu anlayış alışkanlık ve tekrar yoluyla kazanılır.

Bilgi Güvenliği
bilginin istenmeyen kişiler tarafından ele geçirilmesini ve işlenmesini önlemeyi tanımlar.Bilgi başlı başına bir varlıktır ve hasarlardan doğru bir amaçla ve doğru şekilde her türlü ortamda gerekirse en yeni teknolojiyle korunması gerekir.
Bir diğer bilgi güvenliği tanımı da şu şekilde yapılabilir:Bilgilerin saklanması ve taşınması esnasında bozulmasını ;yasaklı erişimleri engelleyen ortamı oluşturma çabalarının tümüdür.Bu çabalarda belli kurallar gözönünde bulundurulmalıdır.Bunlar bilgiye erişimin izlenmesi,değişikliklerin kayıt altına alınması,silme işlemlerinin limitlendirilmesi gibi kurallardır.

Bilgi Sigortası
bilgi güvenliği kavramıyla içiçe bir kavramdır.Bilgi güvenliği sağlanan bilginin herhangi bir riske karşı sigorta altına alınmasına bilgi sigortası denir.

Norm
belli başlı uyulan düzene denir,normlar bölgelere göre değişebilir.Normları ahlakın alt kollarından biri gibi görebiliriz.Normlar aynı zamanda ölçü görevi yapan en yüksek kurallardır.
Kural uyulması gereken ilkelerdir ki bunlar temelde davranışa yön vermeyi amaçlar.Kuralların varlığı her zaman tartışılmıştır ancak kendisi zaten belirli şartlar neticesinde doğar.Ama yine belirli şartlar neticesinde ölebilir.Bu sebeple kuralların hepsi doğru ya da hepsi yanlış da diyemeyiz.

Değer
kısaca insan emeğidir aslında.Toplumdaki değerler,değer yargıları dediğimizde biraz daha ahlak ve normlara doğru kayan bir tabir sözkonusudur,burda da kesimlerin farklı normları değer yargılarını oluşturur.Örnek vermek gerekirse bir bayanın şortla deniz kenarında gezmesiyle anadolunun bir köyünde gezmesi arasında mekandan kaynaklanan kesimlerin farklı değer yargıları söz konusudur.

27 Ekim 2007 Cumartesi

cranberriesclub party III posterler



Cranberriesclub party III'e gelenlere verilecek olan posterler :)
detaylı bilgi burada

cranberriesclub party III







26 Ekim 2007 Cuma

daffodil lament


Holding on that's what I do
since I met you
And it won't be long, would you notice
If I left you
And it's fine for some 'cause you're not the one

All night long, I laid on my pillow
These things are wrong I can't sleep here
So lonely, so lonely

I have decided to leave you forever
I have decided to start things from here
Thunder and lightning won't change what I'm feeling
And the daffodils look lovely today

Oh in your eyes I can see the disguise
Oh in your eyes I can see the dismay
Has anyone seen lightning
Has anyone looked lovely

And the daffodils looked lovely today
Looked lovely

2007 - are you listening?



the cranberries’in solisti dolores
o’riordan’ın yeni solo çalışması.12 parçadan oluşan
albümdeki parçaların isimleri ve sırası şu şekilde.









1. ordinary day

2. when we were young

3. in the garden

4. human spirit

5. loser

6. stay with me

7. apple of my eye

8. black widow

9. october

10. accept things

11. angel fire

12. ectasy



in the garden ve angel fire’ı geçen sene içinde monte carlo konserinde
duyma şansına erişmiştik, in the garden; yeni doğan
bebeğine ithafen “bahçede oynuyorsun ne güzel, seni babana benzetiyorum”
diye dolores’in yazdığı, kendisini ailesine
adadığının ilk izlerini taşıyan parçaydı bu.
ailesine adadıysa kendini yandık, albüm de yalan olur dedik ama, geç
de olsa albüm çıkacak; buna şükür. mayısın ii.yarısını
beklemeniz gerek sadece, gerçi nete çoktan düştü bile ama :(



ordinary day yaklaşık bir aydır radyolarda dönüyor. albümün ilk
çıkış parçası olan bu parçada dolores bebeğine
seslenirken hayatın durağanlığına
alışmış gibi gözüküyor; özellikle gruba * ara
verdikten sonra. şarkının nakaratı da şu şekilde



beautiful girl

won't you be my inspiration?

beautiful girl

don't you throw your love around

what in the world, what in the world

could ever come between us?

beautiful girl, beautiful girl

i'll never let you down




dolores’in tarzını bilenlerin albümü dinlediklerinde hoşuna
gideceğine eminim. ilk kez dinleyenler içinde albümün favorisi olabilecek
bir parçadan bahsedelim, human spirit. doloresin doğduğu topraklar
olan irlanda’dan flüt ezgileri içeren bu parçada fantastik bir hava hakim.
piyano ve flütün kattığı mükemmel havayla şarkıda
hayatın sizi ezmesine izin vermemeniz, sevgilinizi aldatmamanız gibi
basit temalarla aslında yoğun bir insan ruhunu analiz sözkonusu. ben
bu parçayı nedense animal instinct’ın tadında, onun devamı
niteliğinde bir parça olarak görüyorum.



can you see the human spirit?

is there loneliness inside?



and with my heart in my hand

and with my hand upon my heart

and with my heart in my hand

it's not like we planned




dikkati hemen üzerine çeken parçalardan biri de stay with me. tam bir slow
parça niteliğinde.öldürücü sözler de cabası. “don't leave i'm begging
please”(lütfen gitme,yalvarıyorum) diye seslenişi var ki dolores’in
hakikaten insanın kalası geliyor.

uyandım, sahile indim, çimlere uzandım, denize daldı gözlerim
şeklinde bir şarkı girişinden sonra acaba gerçektende
dolores bunu yapıp mı yazdı bu şarkıyı dedim
kendi kendime. bilenler bilir sırf kocasının onu
aldattığı kadının adına (delilah, cranberries’in bury
the hatchet albümünden bir parça) parça yazdı dolores vakti
zamanında. yaşadıkları olmasa, ne bileyim, çocuk yapmasa,
aldatılmasa vs. bu parçaları göremeyecektik belkide dolores’ten.



why is this complicated?

why can't you stay with me?

...

don't leave i'm begging please




albümden potansiyel single olarak çıkabilecek bir başka parçaya geldi
sıra, when we were young. şarkının ismini ilk
duyduğumda işte dedim the rebels (asiler, cranberries’in to the
faithful departed albümünden bir parça) tadında yeni bir parça. dolores the
rebels’da gençlik ateşinden bahsedip, docmarten’s (zamanın converse’i
olsa gerek:)) botları giyer, elma şarabı içerdik, siyah ojeleri
sürer, saçları uzatırdık diye eskiyi yâd ederdi. when we were
young’da da sound olarak olmasa da sözler umduğum gibi çıktı
açıkçası. gençken herşey daha güzel gelirdi, daha korkusuzduk,
aaaah aaah diye girmiş parçaya dolores, tabi öncesinde artık bir
klasik haline gelen dolores do do dooo dooo ları (ya da düü düü düü üdüü
diyelim) şarkıya hoş bi giriş sağlıyor. neyse
fazla uzatmayalım, dolores de zaten şarkıyı kocasına
bağlamış, malum gençlik kalmadı, sensiz olmuyor, eve dönmek
istiyorum,senden iyisini mi bulacam diye bitiriyor parçayı. biraz 30'lu
yaşlar sonrasına hitap eden bir parça..



funny how things just tasted better when were were young

when we were young

funny how things just seemed so easy when we were young

...

it's a been a long day (x4)

...

we've come a long way (x4)




sıra geldi benim gibi cranberries hayranları için favori
sayılabilecek bir parçaya, black widow. sözleriyle bir dulun durumu böyle
mi anlatılır be kardeşim, ölse daha iyi dedirten bir parça.
herhalde kimse dolores’in kariyeri boyunca yaptığı en mükemmel
parça olan hatta biz ona parça değil başyapıt diyelim daffodil
lament’dan sonra (nergis-lerin- ağıtı; cranberries’in no need to
argue albümünden bir başyapıt) böyle bir parça beklemiyordu. çünkü ne
yaparsa yapsın daffodil lament’ ın gölgesinde kalırdı. black
widow(karadul), tamam daffodil’in yanına yaklaşamaz belki ama bence
dolores böyle bir parça yapmakla çok da iyi yapmış, daffodil’i
andıran inişli çıkışlı bir melodi, yalın bir
giriş, korku filmi tadında devam eden nakarat ve sonrasında
gelen isyankar yalnızlık ve yine yalın bir
kapanış...sanırım daffodil’le
karşılaştırma yapmam hata. bu parça da bambaşka bir
başyapıt çünkü :)

umarım daffodil lament’a hakkettiği değeri veremeyen piyasadan
ve dolayısıyla parçaya çekilmeyen klipten sonra bu parçada eriyip
gitmez, gerçi daffodil erimedi, kalbimizde yaşıyor biz hayranlarda
diyeceğim ama, bari nolur şu black widow’a klip çeksinler. dolores
duy sesimiziiiii :(



and she cries, and she cries

feeling lonely

she is lonely




loser, albümdeki hareketli parçalardan yine single olabilecek nitelikte bir
parça. bana yine cranberies parçalarından ridiculous thoughts ve liar’ın
karışımını andırdı parça, her ne kadar bende
kulak denen müzik teriminden hiç olmasa da, nedense bu
karışımı çıkarma becerisini gösterdim. parçada
dolores’in asabileştiğini görüyoruz ki, karşısındakine
2 wattlık ampül bile senden daha parlak gibi bir cümle bile kuruyor.
eziksin, kaybedensin, senin gibilerden sıkıldım demekle kalsa
iyi, şarkının sonunda sınırı aştı
eleman diye bir de öl, geber diyor ki, eyvah eyvah.



a two watt light bulb is brighter than you

i'm sick and tired of people like you

...

cross the line

why loser, why?

die loser, die.




the apple of my eye, albümün bir başka slow parçası. zaman
akıyor, bense beklemeye devam ediyorum, hergün yeni bir umut demek, hep
seni hatırlıyorum, yüzünü anımsıyorum, seni hep
bekleyeceğim gibi sözleri barındırıyor. gözbebeğim
seni bekleyeceğim diyor kısaca dolores, kime yazmış
bilinmez. ama yeni birşeyler denemeye çalışmış bu
parçada sanki dolores normal tarzından biraz farklı geldi bana,
yıllardır yaptığı slowları bilirim, bu da ne ki
diyesim geldi. bence albümün geneline göre vasat bir parça ama piyasaya bakınca
vasatında üstünde bir parça olduğu kesin.



october ismini duyunca aklıma hep evanescence’ın mükemmel
parçası geliyor. dolores’i amy lee’ye oranla bir milyon kat daha fazla
sevsem de bu october’ın o october’la alakası yok, hala
evanescence’ın october’ı bir numarada benim için. yine de
şarkı, girişiyle iyi bir izlenim bıraktı bende.

october, october, the summer is over (ekim, ekim, yaz bitti) sözleri basit
görünsede insanı etkilemeyi başarıyor. sevgilisinin ona ayak
bağı olduğunu düşünen, ondan kurtulmaya
çalışıp yeni adımlar atmaya karar veren birinin isyankar
havasıyla karşımızda dolores.



you stand in my way

you've nothing to say

you think you're the world

i'm so lost without you

i'm sorry my friend

this is not the end

i'll do it without you



accept things, buda bir başka aşk parçası diyelim. nanana na
naaa na na na naaaaa şeklinde ezgileriyle vasatın üstünde hoş
melodisi olan bir parça. kabul et beni kıskanıyorsun derken
şarkıda, aaah aah kıskanmaz mıyım dolores diye iç
geçirmedim değil. sonrasında gözlerini aç, gerçekleri kabul et derken
de kendime gelip olum sen nereee, dolores nereee demedim değil. dolores
albüme bu parçayı benim için koymuş herhalde dedim bir an.



you should open your eyes

make it easy to accept things

you should open your eyes

make it easy to accept things

accept things



cranberries zombie’yle bilinse de benim ilgimi hep slow parçaları
çekmiştir. bir daffodil lament, bosnia, i’m still remembering’in yerini
tutmaz zombie benim için. bu parçalara bir yenisi eklendi diyebilirim, angel
fire. meleğim beni yanına al, gitmek istediğim yere götür,
bilmem gerekenleri öğret bana derken dolores gerçekten allah’a mı
yakarıyor, yoksa sevgilisine mi bilemiyorum. tek bildiğim bu
parçanın da benim için klasikler arasına girdiği.

take me higher angel fire

take me where i want to go

teach me things i need to know




fee fi fo, melodisiyle ilk dinlediğinde insanı etkilemeyi
başaran sözleriyle de küçük bir kıza tecavüzü anlatan cranberries
başyapıtlarından biriydi. ecstasy’de daha girişinde
melodisiyle fee fi fo yu andırıyor. sözlerine bakınca ise salvation’ı
görüyoruz. salvation da anne babalara çocuklarını uyuşturucudan
uzak tutmasını sert bir şekilde tembihleyen dolores bu sefer
yumuşak bir dille bakın ben ecstasy kullandım da noldu der gibi.



i can feel it rushing through my veins

after they withdraw the pain

this must be the essence of it all

stay with me and we will fall

...

look you made me do this to myself



kısaca, albüm beklediğim gibi, cranberries’den ezgiler
taşıyor, dolores’in son dönemlerini yansıtıyor,
hayatındaki durgunluk müziğine yansımış, arada sert
çıkışları var ama ağırlık dinlendirici
melodilerde. tek üzüldüğüm nokta aşk konularına daha bi
ağırlık vermiş olması, eskiden albüm başına
en az 2-3 olan sosyal içerikli şarkılar bu albümde yalnızca bir
tane, ecstasy. hadi biraz da ucundan when we were young diyelim ders niteliğinde.
bu entry de neyin nesidir kardeşim diyenler, diyecekler, banane dolores’in
albümünden dolores kim ki diyecekler, en azından human spirit’e bir kulak
verin.